21.05.2009

ceksın fayf.

"i want you back"i bilir misiniz mesela. bunun bir remixi var, "rogerseventytwo and the walk remix". kesinlikle tavsiye. maykıl ceksın kardeşlerden geliyör. pek bir gaz. mutlu. ama nedense lanet olası istanbul'a geri döndüğümde bende geçen haftaki gibi etkili olmadı bu şarkı. tatil-festival öncesi eğlenme hırsından eser yok. daha çok burial dinleyebiliyorum geldiğimden beri. hafif melenkölik. öyle de değil aslında da. bilenler bilir. siz de dinleyin, bilin. çok kreatifim bugün yine. ya evet canım sıkkın aslında gayet. 4 gün nasıl geçti anlamadım. ayı gibi eylenmek söylemini pekiştirdik bol bol. ayrıca su soğuk ama girince alışıyosun dedik. kolayla kırmızı şarabın karışmasıyla kalimaçço adlı bişiy oluşuyomuş, onu öğrendik ispanyöle arkadaşlardan. otostop çektim, esta noççe demeyi öğrendim, yüzmeyi öğrettim, rehberlik yaptım, otobüsü kaçırdım, yoga yaptım, domates peynir yedim, viski içtim, regi dinledim, bugi yaptım, en önemlisi bisürü insan tanıdım. ya evet gerçekten eğlendim. şimdi tam bir tatilden şehre dönüş kafasıyla tersoyum. evet öyleyim. sevmiyorum burayı. hiçbişeyini de özlememişim. planlar hemen devam etmeli.

mesela böyle:

14.05.2009

elastik.

herkesin birbirini tanıdığı biyerdeyim. kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmediğim, kimin kimde gözü olduğunu, kimin kimin kuyusunu kazdığını kestiremediğim. farketmeden davranışlarımızı sınırlandıran, birbirimizi idare etmek zorunda bırakan, hep bi dengeyi koruma çabasıyla, kişiliğimizi oluşturan ne varsa farkında olmadan esneten durumların tam göbeğindeyiz. o kadar azız ki. minicik bi toplamız. bunun farkında olup da etrafında değer verdiğin ya da yanındaylen mutlu olduğunu hissettiğin kimseyi kendinden uzaklaştırmak ya da düşüncesizliklierinle darlamak gerçekten yersiz. hadi kendinize gelin! ve bi karar verin. büyüyün.



herşey o kadar basit ki aslında.

12.05.2009

balkon.

yaz çocuğuyum evet. hava mükemmel. balkonumun da hastasıyım. tatile gitmiş gibi oluyorum orda. velle. bi de salak bi manzaram var. bu manzaraya teyzeler girince bayılıyorum. bisürü renkli labut gibiler çok tatlı. bisürüsü biarada yoldan geçen arabaları seyrederken defter kalem almaya içeri koşup geri döndüm ama bi tene teyze kalmıştı. olsun dedim. iyi demiş miyim.

11.05.2009

metalik.

kocaman metal kütleler.enteresan kısmı sevimli olmaları.
deri ceketimin orasında burasında gizlenmiş mıknatıslar. gri gri.
çok yüksekte biyerdeyiz. metal yollar. bulutların arasında.
sevimli metaller peşimde. metalik bir rüya.
bense sadece yemek yiyorum. :)

7.05.2009

fermuğar.

ne biçim küpe o deyil mi.
"ben ondan bıkmadım,
siz sormaktan bıkmadınız"
adlı günün klişesi
ve bibuçuk porsiyon
çukulatalı sufle.
açıyosuuun kafayı.
içinden müzik çıkıyo.
mesela.


bulud.

bi var bi yok.
bi büyük bi küçük.
bi gri bi beyaz.

bi aydınlık bi karanlık.
bi yüksek bi alçak.
bi yakın bi uzak.
bi orda bi burda.

bi var bi yok.
bi var bi yok.



pilan.

sonunda kış bitti geçti gitti. balkonda yaşamaya başladım gibi. sürekli planlar yapılıyo, oraya gidelim buraya gidelim, şimdi kafadan bi 5 gezi planım var. bakalım hangileri gerçekleşicek. doğrusu hava böyleyken herbiri için ayrı çaba sarfedebilirim. güneş! çok mutlu!

bu durumda önümüzdeki en gerçekleşmesi yakın etkinlik, adrasan'daki 1. unite in paradise reggae festival. deniz güneş kum üçlüsüne bi de dab dab regi regi müzikler ve güzel güzel de insanlar eklenicek. dubstep'siz olmaz dersen benim gibi, ona da çare bulmak üzereyiz, umuyorum herşey yolunda gider, güneşte kavrulur, yüzmekten yorulur, şehre hiç dönmek istemeyiz mayısın ortasında!

e hepinizi bekleriz.


3.05.2009

güvercin.

bugün eminönüne gittim. hem de pazar günü. evet bunu yaptım. böyle boş bir kalabalık! yok başka yerde. kendisinden nefret ettiğim fotoraf makinamın şarjı bitmiş. yine fötö çekemedim. oysa ki ne güzel yerlere gittik. cihangir'de de pazart varmış. merdivenlerde de oturduk mis. sonra karaköy eminönü kaosu. özlemişim gündüz gözüyle gezmeyi. sıcak havada içilen sigaranın tadını. "öf çok sıcak ya" cümlesini. bisürü plan yapıldı. bakalım hangileri gerçekleşicek.
eminönüne pazar günü gitmeyin ama. boğulma tehlikesiyle karşı karşıyaydık biara alt geçitten geçerken. "aynı bodrum barlar sokağı" filan dedik eylendik fekat ciddi nefessiz kaldık biara :D milkşeyk içip güvercinlerden kaçtık. zira güvercinlerden pek hoşlanmam. ninja teyzeleri de sevmem. birbirlerine ne kadar da benziyorlar.

1.05.2009

multiple.


aynı anda birbirinden farklı ruh hallerine bürünmek, hangisini seçeceğini şaşırmak, yalandan gülmek, yalandan üzülmek, sevinmek, sevmek, saniyesinde değişmek. başı
sonu farklı hissetmek. birsürü rengi giyinmek. birden fazla biri olmak. birilerine biri gibi gözükmek. birilerine göre davranmak. birden fazlayla ilgilenmek, kendini unutmak. kendini yakalamaya çalışmak, aslında hiçbirine yetişememek. çarpılmak, toplanmak, eksilmek, bölünmek. multiple didemlerle uğraşmak.

yaşlandım.

çok uzaklara olmasa da başka bi şehre gidesim var. denizi güneşi rüzgarı şarabı peyniri çukulatası olsun yetermiş gibi. böyle duriym deniz kenarında çıplak ayaklarım ıslansın hava sıcacık olsun hafif bi rüzgar essin bu şarkı dönsün dursun kafamda ben de denize bakiym bi müddet. özlemiyim hiç buraları. kaliym orda. yabancı olsun herkes. sıkıldım.